New Yorklu iki lise mezunu genç, Billy Gambini (Ralph Macchio) ve Stan Rothenstein (Mitchell Whitfield), kayıtlarını yaptırmak için Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesi'ne doğru üstü açık otomobilleri ile yol almaktadırlar. Eğlence olsun diye uzun olan kara yolunu seçmişlerdir. Alabama eyaletinin hayalî "Beechum" kasabasından geçerlerken kısa bir alışveriş molası verirler ve tekrar yola koyulurlar. Ancak kasaba sınırlarından çıkamadan şerif tarafından tutuklanırlar. Daha önce yol boyunca birbirlerine güneydeki kentlerin insanları ve adalet anlayışları hakkında korkutucu öyküler anlatmış oldukları için Billy markette parasını ödemeyi unuttuğu konserve için tutuklandıklarını sanır ve peşinen bütün suçlamaları kabul eder. Oysa biraz önce alışveriş ettikleri marketin tezgahtarı öldürülmüş ve market soyulmuştur. Gençler telefon haklarını kullanarak ailelerini ararlar fakat avukat parasını temin edemeyecekleri çabucak belli olur. Bununla birlikte Billy'nin annesi telefonda onlara avukat olan bir akrabalarını yardıma göndereceğini söyler. Gerçekten bir süre sonra avukat olan kuzen Vincent 'Vinny' Gambini (Joe Pesci) nişanlısı Mona Lisa Vito (Marisa Tomei) ile birlikte kasabaya gelir ve gençlerin savunmalarını üstlenir. Yalnız ortada küçük bir sorun vardır. Kuzen Vinny, adı duyulmamış bir hukuk fakültesini ancak sürünerek bitirebilmiş, baro sınavlarını ise altıncı girişinde zorlukla kazanabilmiştir, dahası hiç mahkeme deneyimi de yoktur. Bütün deliller aleyhlerinde gibi gözüken gençlerin durumu umutsuzdur ve davayı kaybederlerse ölüm cezası alacaklardır. Oysa bütün ön yargıların aksine kasabanın yargıcı Chamberlain Haller (Fred Gwynne) ve savcısı Jim Trotter, III (Lane Smith) iyi okullardan mezun olmuş çok deneyimli hukukçulardır. Adil yargılama sürecinde Vinny görgü şahitlerinin aslında yanılmış olduklarını teker teker ispatlar. Ancak otomobil lastik izleriyle ilgili çağrılan George Wilbur (James Rebhorn) adlı otomobil eksperinin ifadeleri gençleri zor durumda bırakır. Bu sırada beklenmedik bir şekilde Vinny, nişanlısı Mona Lisa'yı bilirkişi olarak kürsüye çağırır. Bu süslü püslü, çıtkırıldım kızın motor ve arabadan anlayabileceğine mahkemede kimse ihtimal vermez. Bilmedikleri şey ise Mona Lisa'nın tüm sülalesinin araba tamircisi olduğu ve kendisinin de ülkedeki bütün araba ve motorları avucunun içi gibi bildiğidir. Otomobillerle ilgili derin bilgisini bir çırpıda döktüren Mona Lisa hem araba eksperini, hem de savcıyı pes ettirir, dava düşer. Zaten gerçek katiller de komşu kasabada silahlarıyla beraber yakalanmışlardır.