Village Voice gazetesi, başrolünde The Beatles grubu ve müziklerinin bulunduğu, 1964 yapımı bu Richard Lester filmini, "müzik dolabı" filmlerinin Yurttaş Kane'i ilan etmişti büyük bir heyecanla. Bu biraz zorlama bir benzetme de olsa (ayrıca bu film Yurttaş Kane'den çok daha komik), filmin, popüler müzik filmleri tarihini değiştirdiği ortada. Liverpoollu oyun yazarı Alun Owen'ın akıllıca ve gerçekçi senaryosuyla Lester'ın İngiliz tarzı gerçeküstücü etkilenimleri sayesinde (The Beatles'ın 1950'lerdeki komedi idolleri The Goons'la da çalışmıştı), A Hard Day's Night, son derecede başarılı bir gençlik grubunun hayatından bir günü alıyor, bunu heyecan verici bir hale sokuyor. Kamera, neredeyse kendilerini oynayan The Beatles üyelerinin bir günlük koşuşturmacasını takip ediyor: hayranlardan kaçarken, öylesine eğlenirken, basının saçma sorularını cevaplarken ve günün sonunda da sahnede çalarken Lester, kamera karşısındaki grup üyelerine özgürlük tanıyor. Bu durumdan en çok faydalanansa Ringo Starr; yanındaki küçük çocukla nehir kıyısında geçen ünlü sahnesi, körkütük sarhoş olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda çok daha etkileyicidir. Lennon, McCartney, Harrison ve Starr, sevimli, biraz asi, zeki, ne oldum delisi olmayan, gösterişsiz ve diğer insanların sahteliklerini anlayabilen kişiler olarak (Melon şapkalı yaşlı adam Starr'a, "Sizin gibilerin iyiliği için savaşta yer aldım," dediğinde; Starr'ın, "Eminim savaşı kazandığına pişmansındır," demesi gibi), Kuzey İngiltere dramlarının gerçekçiliğiyle sunuluyor. Grubun neredeyse (televizyon yapımcılarına, reklamcılara, genel anlamda otoriteye) her şeye karşı çıkan tavrının parıltılı ve güçlü müzikleriyle oluşturduğu çelişki, kötü bir etki de yaratabilirdi. Ama bu kombinasyon tam da amaçlandığı şekilde, hem The Beatles hem de sonrasında gelen ve takdir edilen "daha genç nesil" lehine büyük bir propaganda şeklini aldı. Her ne kadar A Hard Day's Night karşı kültür kavramını yaratmak, Hollywood'u yok saymak ve Vietnam Savaşı'nı sonlandırmakla sorumlu tutulamazsa da; özellikle genç nüfusun, filmi son derece özgürleştirici bulduğu Amerika'da, gelecekte adlarını duyuracak bazı yetenekli sanatçılar tarafından da izlendi ve beğenildi. Ayrıca şarkılar da harika.